Akademik Öğrenmenin Ötesinde: Sosyal ve Duygusal Beceriler Araştırma Sonuçları – Özetin özeti

OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) 7 Eylül 2021 tarihinde Beyond Academic Learning : First Results from the Survey of Social and Emotional Skills raporunu yayınladı. Önsözü öyle güzel başlıyor ki: Eğitimde başarı yalnızca bilişsel yetenekle ilgili değildir, içinde mutlaka merak (zihinleri açmak), şefkat (yürekleri açmak) ve cesaret (bilişsel, sosyal ve duygusal kaynaklarımızı harekete geçmek için kullanmak) olmalıdır. Sahip olduğumuz bu cesaret zamanımızın en büyük tehlikelerinden olan cehalet ve harekete geçmemizi engelleyen korkuyla baş etmemiz için silahımızdır. Bu yazıda rapor sonuçlarını olabildiğince kısa bir şekilde sunmaya çalışacağım. Raporun orijinaline bu link üzerinden, MEB’in yayınladığı Türkiye Ön Raporu’na ise buradan erişebilirsiniz.

OECD’nin Sosyal ve Duygusal Beceriler Anketi (SSES), öğrencilerden, velilerden ve öğretmenlerden 10 ve 15 yaşındaki öğrencilerin sosyal ve duygusal becerileri hakkında veri toplamaya yönelik ilk uluslararası çabalardan biri. Araştırmaya katılan şehirler arasında İstanbul (Türkiye), Helsinki (Finlandiya), Moskova (Rusya), Sintra (Portekiz), Ottowa (Kanada), Houston (ABD), Manizales ve Bogota (Kolombiya), Daegu (Güney Kore) ve Suzhou (Çin) var. Çalışmanın ilk döngüsüne 10 ve 15 yaş gruplarında toplam 60.985 öğrenci, 35.468 veli ve 56.393 öğretmen katılmış. Araştırmanın nasıl tasarlandığı ve yürütüldüğü ile ilgili bilgileri, MEB’in yayınladığı raporda 22 ve 23. sayfalarda bulabilirsiniz.

Anket, öğrencilerin sosyal ve duygusal becerilerini ve bunların bireysel, aile ve okul özellikleriyle nasıl ilişkili olduğunu tanımlıyor. Sosyal duygusal beceriler için beş alan tanımlanmış. Bunlar:

  • Görev performansı
    • Öz Denetim: Dürtülerini kontrol etme ve konsantrasyonunu koruma
    • Sorumluluk: Başkalarına verilen sözleri ve üzerine düşen görevleri takip etme ve sonlandırma
    • Sebat: Görevlere ve etkinliklere kararlılıkla devam etme
  • Duygu düzenleme
    • Strese Dayanıklılık: Kaygılarını yönetme ve strese karşı koymada etkin olma
    • Duygusal Kontrol: Duygularını ve duygularının yol açtığı davranışları kontrol altında tutma
    • İyimserlik: Kendine ve yaşama dönük olumlu beklentilere sahip olma
  • İş birliği
    • Empati: Başkalarının fikir, düşünce ve iyilik hallerini gözetme, empatik bir bakış açısına sahip olma
    • Birlikte Çalışma: Çevresindekilerle anlaşabilme ve birlikte uyum içinde yaşayabilme
    • Güven: Diğer insanların iyi niyetine inanma, davranışların gerçeği yansıttığını varsayma
  • Açık fikirlilik
    • Merak: Fikirlere ve öğrenmeye yönelik isteklilik, entelektüel keşiflerde bulunma eğilimi
    • Yaratıcılık: Özgün fikirler ve eserler geliştirme
    • Hoşgörü: Farklı bakış açılarına açık olma, çeşitliliği bir zenginlik olarak görme
  • Başkalarıyla etkileşimde olma
    • Enerji: Gün boyunca etkin olabilme, fizyolojik ve psikolojik etkinliğini koruyabilme
    • Girişkenlik: Baskınlıktan, liderlikten ve girişime dayalı davranışlardan hoşlanma, bu davranışları tercih etme
    • Sosyallik: Etkileşim içinde olmaktan hoşlanma, iletişim ve etkileşimi tercih etme
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı raporundan alınmıştır.

Sosyal ve duygusal beceriler, bireyin bireysel başarı ve sosyal işlevsellik için önemli olan özelliklerinin alt kümesi olarak tanımlanabilir.

Araştırma Sonuçları

1- Sosyal ve duygusal becerilerin sosyo demografik dağılımı

  • Ergenliğe girerken gençlerin sosyal ve duygusal becerileri düşüyor: 15 yaşındaki öğrenciler, cinsiyetleri veya sosyo-ekonomik geçmişleri ne olursa olsun, 10 yaşındakilere göre daha düşük beceriler bildirdiler, çoğu beceride bu düşüş, kızlar için erkeklerden daha fazla.
  • Kızlar ve erkeklerle karşılaştırıldığında, kızlar iş birliği, sorumluluk ve empati becerilerinde yüksek ortalamalara sahipken erkekler duygu düzenleme, sosyallik ve yüksek enerjiye sahip olma becerilerinde yüksek ortalamalara sahip.
  • Ortalama olarak, sosyo-ekonomik açıdan avantajlı öğrenciler sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı akranlarından daha yüksek sosyal ve duygusal beceriler bildiriyorlar.

OECD ve MEB’in hazırladığı raporlarda her bir alan ile ilgili ayrıntılı verilere ulaşabilirsiniz. Aşağıdaki grafikler MEB raporundan alınmıştır.

2- Sosyal ve duygusal beceriler ile akademik başarı arasındaki ilişkiler

  • Merak ve sebat ile yüksek okul performansı arasında güçlü bir ilişki görünürken diğer beceriler ile akademik başarı arasında daha zayıf bir bağlantı var.
  • Benzer sosyo-ekonomik arkaplana sahip olan öğrencilerin farklı yükseköğretim eğitim hedeflerine sahip olmasının arkasında “entelektüel merak” gibi sosyal duygusal beceriler yatıyor.
  • Sosyal ve duygusal beceriler, öğrencilerin kariyer amaçlarıyla bağlantılı. Örneğin sağlık profesyoneli olmayı hedefleyen öğrenciler daha meraklı ve işbirlikçiyken silahlı kuvvetlerde ya da polis ve güvenlik olarak çalışmak isteyen öğrenciler daha enerjik özellikler gösteriyor.
  • Yaşça büyük olan öğrencilerin kariyer beklentileri küçük olanlara göre iş piyasasıyla daha uyumlu görünüyor.

OECD ve MEB’in hazırladığı raporlarda her bir alan ile ilgili ayrıntılı verilere ulaşabilirsiniz. Aşağıdaki grafikler MEB raporundan alınmıştır.

3- Öğrencilerin yaşam doyumu ve iyilik hali

  • Çocuklar ergenliğe girdiğinde, yaşam doyumları ve iyilik hallerinde bir düşüş gözlemleniyor. Öte yandan sınav stresinde bir artış gözlemleniyor, özellikle de kız çocuklarında.
  • Sosyo-ekonomik açıdan daha avantajlı geçmişe sahip öğrenciler, daha az avantajlı öğrencilere göre daha yüksek yaşam doyumu ve daha yüksek psikolojik iyi oluş bildiriyorlar.
  • Daha iyimser olan öğrenciler hayatları hakkında daha mutlular ve daha az sınav kaygısı yaşıyorlar.

Benim bu kısımda en çok ilgimi çeken kısım aşağıdaki tablo oldu. 10 yaşından 15 yaşına geçerken genel ortalamada yüksek yaşam doyumunda bir düşüş var ancak İstanbul’daki düşüş çok keskin. 10 yaşındaki İstanbul’da yaşayan öğrenciler yaklaşık uluslararası ortalamada yüksek yaşam doyumu belirtirken 15 yaşında yalnızca %15’lik bir kısım yüksek yaşam doyumu belirtiyor.

MEB raporundan alınmıştır.

4- Yaratıcılık ve merak

  • Özellikle 15 yaş grubunda okul sonrası sanat & spor etkinliklerine katılan öğrenciler daha yüksek seviyede yaratıcılık gösteriyorlar. Özellikle sanat etkinlikleri ile yaratıcılık arasında daha güçlü bir bağlantı görünüyor.
  • Kendilerini yaratıcı gören öğrencilerin aynı zamanda kendilerini daha azimli ve öğrenmeye istekli olarak da tanımladıkları görülüyor.
  • Ergenliğe geçişte öğrencilerin kendilerini yaratıcı olarak görüşlerinde düşüş yaşanıyor. Öğretmenler ve veliler bunun cinsiyete göre değiştiğini düşünmeseler de özellikle kız öğrencilerde erkek öğrencilere göre daha fazla bir düşüş var.
  • Sosyo-ekonomik açıdan daha avantajlı geçmişe sahip öğrenciler, daha az avantajlı öğrencilere göre daha yüksek yaratıcılık ve merak puanına sahip görünüyorlar.
  • Bilimle ilgili alanlarda çalışmayı hedefleyen öğrenciler kendilerini meraklı olarak tanımlarken oyunculuk ve gazetecilik gibi alanlarda çalışmayı hedefleyen öğrenciler kendilerini yaratıcı olarak tanımlıyorlar. Öğrencilerin sosyal duygusal becerilerini izlemek aynı zamanda onların mesleki yatkınlıklarını keşfetme konusunda rehber olabilir.

OECD ve MEB’in hazırladığı raporlarda her bir alan ile ilgili ayrıntılı verilere ulaşabilirsiniz. Aşağıdaki grafikler MEB raporundan alınmıştır.

5- Zorbalık ve eğitim sürecinde sosyal ilişkiler

  • 10 yaş grubunda her on öğrenciden biri geçen bir hafta içinde kendisiyle en az bir kez alay edildiğini raporluyor.
  • Zorbalığa maruz kalan öğrencilerin iyimserlik, strese dayanıklılık ve duygu düzenleme becerilerinde düşüşler görülüyor.
  • Okula aidiyeti ve öğretmen-öğrenci ilişkisi yüksek olan öğrenciler, sosyal ve duygusal becerilerini diğer öğrencilere göre daha olumlu değerlendiriyorlar.
  • Öğrencilerin öğretmen-öğrenci ilişkisi ile ilgili görüşleri öğrencilerin merakı, başarma motivasyonu ve iyimserliğinden etkileniyor.
  • Sosyo-ekonomik açıdan daha avantajlı geçmişe sahip öğrenciler, daha az avantajlı öğrencilere göre daha yüksek okul aidiyeti ve öğretmen-öğrenci ilişkisi bildiriyorlar.

Çalışmanın her aşamasında dikkat çeken iki sonuç var:

1- Ergenliğe geçişte görülen sosyal-duygusal becerilerde ve yaşam doyumundaki düşüş. Raporda öğrencilerin akademik becerileri gibi sosyal-duygusal becerilerinin de yakından takip edilmesi ve özellikle de ergenlik döneminde öğrencilerin desteklenmesi öneriliyor.

2- Sosyo-ekonomik olarak daha avantajlı olan öğrencilerin sosyal-duygusal becerilerinin dezavantajlı öğrencilere göre daha düşük olması. Bunun sebeplerinden biri olarak avantajlı kesimin öğrencilere okul dışındaki etkinlikler için daha fazla yatırım yapabilmesi gösteriliyor. Bu sebeple, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı öğrencilerin sosyal-duygusal beceriler anlamında daha çok desteklenmesinin okullar arasında oluşan akademik/sosyal farkı azaltabileceği vurgulanıyor.

Sosyal-duygusal becerileri desteklemek için müfredatta nasıl değişiklikler yapılabilir, ders içinde nelere dikkat edilebilir, okulda öğrenciler bu konuda nasıl desteklenebilir gibi soruların sürekli gündemimizde olması ve özellikle bu konuda dezavantajlı öğrencilerin desteklenmesi için harekete geçmemiz gerekiyor. Nereden başlayabiliriz?

Kaynaklar

OECD (2021), Beyond Academic Learning: First Results from the Survey of Social and Emotional Skills, OECD Publishing, Paris, https://doi.org/10.1787/92a11084-en.

TC MEB (2021). Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi. OECD Sosyal ve
Duygusal Beceriler Araştırması Türkiye Ön Raporu
. (Yayın No. 19). Erişim adresi: https://www.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2021_09/07170836_No19_-_OECD_Sosyal_ve_Duygusal_Beceriler_Arastirmasi.pdf

Published by Sena Yildiz Degirmenci

Eğitim ve öğrenme ile ilgili kitap ve makaleleri özetliyorum. Bazen de kendim bir şeyler yazıyorum.

Leave a comment